Samsung WF0800NCE 8kg Çamaşır Makinesi

Twitter’dan beni takip edenler bilir, geçtiğimiz hafta boyunca bir çamaşır makinesi krizi vardı bende. Aile yadigârı 30küsür yıllık Bosch çamaşır makinem bozulunca ne alsam derdine düşmüştüm. Önce kurutmalı modellere bakarken sonra aşırı fiyat yüzünden vazgeçtim. Kurutma makinesini de ayrı alırsam koyacak yerim yok o yüzden ekonomik bir çamaşır makinesi alayım dedim.

Samsung WF0800NCE 8kg Çamasır Makinesi’nin bana fiyatı çok uygun geldi. Internet fiyatı 800-1000 lira arasında seyrediyor genelde. Ben 10 taksitle Darty’den 850 liraya aldım. Perşembe günü sipariş verdim, makinem Cumartesi 17:30’da Horoz Lojistik ile teslim edildi. Hemen ardından saatin geçmesine rağmen Samsung servisi ricamı kırmadı ve gelip kurulum yaptılar. 50 TL verip 3 yıl ek garanti de satın aldım ne olur ne olmaz diyerek.

A enerji sınıfında ve 8 kg çamaşır alma kapasitesi var. Çok istediğim 15 dakikalık kısa programa da sahip. 15 dakikalık kısa programda en fazla 800 devirde sıkma yapıyor. Pamuklularda 1000 devir seçebiliyorsunuz.

Cumartesi akşamı renklilerimi 15 dakikalık kısa programa 30 derecede Perwoll Siyah Sihir, Yumoş ve Calgon kullanarak koydum. Hiçbir sıkıntı yaşamadım, çamaşırlarda deterjan izi de çıkmadı pırıl pırıl yıkadı, ay bayıldım diyebilirim.

Sonra da uzun programa 60 derecede beyazları Pamuklu programında koydum, 100 devirde sıktırdım. 120 dakika sürdü sanırım bu program ama beyazlar temiz çıksın istiyordum istediğim gibi de oldu tertemiz çıktılar.

Ben bu makineyi almadan önce internette doğru düzgün değerlendirmesini ve fotoğraflarını bulamamıştım bu yüzden buraya yazmak istedim, Samsung WF0800NCE 8kg Çamasır Makinesi almayı düşünenlere yol gösterir umarım. Herkese temiz, mis kokan çamaşırlı bir yıl diliyor ve bu vesile ile iyi seneler diyorum : )

Edit, su alma sesi:

IKEA Rönnskar Ferforje Raf Sistemi

Daha önce bahsetmişimdir belki ama hatırlamıyorum, bizim evin her yerinde çiçeklerimiz var. Ben çok çiçek düşkünü değilimdir aslında ama eşim çok meraklı, evlendikten sonra o, evin her yerini çiçek doldurunca, ben de eş durumundan çiçekleri sevmiş sayıldım.

Eski evimizde çiçeklerimizi koyduğumuz mutfak rafları vardı ve çok iyi ışık alıyordu, menekşeler delirmişti. Yeni evimizde, alelacele taşındığımızdan çiçek raflarını montajlarken ışık faktörünü düşünmemişiz. Raf çok şık olmuştu ancak çiçekler kendilerini saldı gitti.

Evin en çok ışık alan yeri salonda iki camın ortasında yer alan köşeydi. Buraya bir “fiskos masası” koymuştuk önceden ancak ev zaten çok küçük olduğu için yuvarlak fiskos masası çok fazla alan işgal ediyor ve ancak 3 tane çiçek taşıyabiliyordu. Bu köşeye yatay olarak az yer kaplayan ama dikey olarak daha fazla çiçek alan bir çözüm arıyorduk.

Derken IKEA’da bunu gördük. Kendisi IKEA Rönnskar ferforje raf sistemi. Bunun iki boyu var, biz uzun olanını tercih ettik. Yarıya kadar olan kısa boyu da var. IKEA Rönnskar ferforje raf sisteminin cezası 69 lira. Axess karta vade farksız üç taksit imkânı var eğer IKEA AİLE KART kullanıyorsanız. Aldık gitti, çok da hesaplı bir alışveriş oldu.

Eve gelip hemen kurduk tabi, artık salon köşemize baktıkça mutlu oluyoruz, hem menekşeler de kendine gelecek umarım, ben de çiçek açmış hallerini ileride sizinle paylaşabileceğim :D

Rönsskar’ın (bu IKEA isimleriyle ilgili inanılmaz geyiklerimiz var, bir ara üşenmezsem kısaca yazarım) en alt katındaki rafa salon çamımız, pek sevgili arakoryamızı koyduk. Tepesi sıkışmasın diye bir üst rafı da takmadık, boş bıraktık.

Sonraki rafta eşimin cânım çaydanlığıma ektiği ama ışıksızlıktan kendinden geçmiş menekşesi, yanında da ilk suyunu verirken tanrıdan bol sağlık dilediğim dilek çiçeğimiz var.

Bir üst rafta yine menekşeler, siz bunları geçen sene katmer katmer açarken görecektiniz ama umarım toparlayacaklar bu yeni mekanlarında.

Ortada kaktüs, en üst rafta da amorf şekilde neden büyüdüğüne anlam veremediğimiz siyas palmiye ve yine bir tane daha dilek çiçeği var..

Biz bu raf sistemini çok beğendik, ya siz nasıl buldunuz?

IKEA Persby Kadeh Seti Fırsatı

IKEA’da Aralık ayında stoklarla sınırlı olarak bu kadeh seti sadece 19.95 TL. İhtiyacı olanlar kaçırmasın, fiyat çok çok çok uygun gerçekten.

İmza: IKEA freak : )

Çöp Kutusu Sorunsalı = Solved!!! :)

Hani geçen hafta size çöp kutusu sorunsalımdan bahsetmiştim ya. Alsam mı almasam mı ne yapsam diye. Bu blogu takip eden çok özel okurlarımdan birisi, o kendini biliyor :D, bana bunu hediye olarak gönderdi!!!! Ne kadar sevindim anlatamam, aldığım en özel ve güzel yılbaşı hediyesi bu oldu diyebilirim. Sevgili arkadaşım, ne kadar teşekkür etsem az, ince düşüncen ve bu nefis hediyen için çok teşekkür ederim. Sayende çöplerimizin yüzü güldü, salonumuz kokudan kurtuldu :)

Mutfak düzenlemem henüz bitmediği için iki snapshot paylaşıyorum, mutfağı yoluna koydukça daha güzel resimlerle karşınızda olacağım.

Dar Alanlar İçin Çözümler: IKEA Variera Mobil Raf

Standart Türk tipi dairelerde yapılan en büyük hata / eksikliklerden biri, bence mutfak/banyo/dolap vb’de raf yüksekliklerinin düzgün hesaplanmaması, cost-down sebebiyle yapılan eksik raflar ve bu sebeple iyi değerlendirilemeyen dolap içleri.

Eski evimde mutfağım çok büyük ama mutfak dolaplarım bir o kadar kullanışsızdı. Kocaman yüksek dolapta sadece tek bir raf vardı, alt tarafa çok kullandığım şeyleri koyduğumdan üst rafları kullanamıyordum çünkü anlamsızca yüksek yapılmışlardı. Ortada raf yapacak yer olmasına rağmen böyleydi.

Eski evimde kiracı olduğumuzdan basit çözümler bulmuştum. Kullanmadığım eski sehpaları alt dolaplara raf olarak kullanmıştım. Mesela içinde hiç raf olmayan koca bir tencere dolabı vardı, sehpayı içine koymuştum en azından ekstra bir saklama alanı yaratmıştım.

Ben bu ilkel çözümleri bulduktan çok sonra Izmir’de IKEA açıldı ve ben IKEA Variera Mobil Raf ile tanıştım. Temelde Veriera’nın benim sehpamdan çok farkı yok : ) o da minik bir sehpa, dar dikdörtgen ve kare olmak üzere iki çeşidi var ve standart dolap genişliğine uyuyorlar.

Mesela çay fincanları koyduğunuz dolabın dikey olarak alanı boş kalıyor, hoop koyuyorsunuz bir adet IKEA Variera Mobil Raf, üstte size ek bir alan daha açılıyor.

Yeni evimde mutfak dolaplarımdan yana sıkıntım yok, mutfağım çok küçük ama bolca raf yapıldığından eski evimdeki tüm eşyaları sığdırdım. Elimde kalan IKEA Variera Mobil Raf’ları da küçük olan mutfak tezgâhında değerlendirdim. Birinin üzerine ekmek kutusunu koydum, altta kalan boş alana da bitki çayı kutusunu. Diğer IKEA Variera Mobil Raf’ı da üzerine kavanoz koymak için kullandım.

IKEA Variera Mobil Raf’ları mutfak, banyo, yatak odası dolaplarınızda ekstra raf alanı değerlendirmek için kullanabilirsiniz, kendisi tam bir akıllı çözüm!

Brabantia Çöp Kutuları

Yeni evimize taşındığımızdan beri mutfakta bitmek bilmeyen bir çöp kutusu sorunsalımız var. Yeni evimiz açık mutfaklı ve mutfakla salonu birbirinden ayıran bir bar yok, yani mutfak yeri olduğu gibi salondan görünüyor. Ben mutfakla salonun bağlantısını ayırmak için koltuğu kullandım gerçi ama yine de dediğim gibi mutfak olduğu gibi göründüğünden mutfakta duran bütün eşyalar göz zevki açısından benim için çok önemli.

Tezgâhın üzerinde mutfak takımıma ait küçük, seramik bir çöp kutusu var ama bu kesinlikle yetmiyor. Ben yıllarca yerde duran büyük çöp kutusuna alışık bir insanım, atıyorum mesela ıspanak ayıklarım, kereviz ayıklarım koca koca çöpler çıkar bunları mutlaka büyük bir yere atmam lazım. Eski evimizde IKEA’nın EVERT taburesini ters çevirip çöp kutusu olarak kullanıyorduk koca bir torba ile, oh bol bol doldur at çok rahattı. Mutfak ayrı olduğundan kapaksız olması da beni rahatsız etmiyordu çünkü çöpü zaten günlük döküyorduk.

Ama yeni evimizde bu çöp kutusu olmuyor kapaksız olduğundan salonda hoş durmuyor. Brabantia’nın enfes çelik çöp kutuları var böyle otomatik kapaklı filan. Hem çapı dar ve yukarıya doğru bu sayede dikey kullanım alanı sağladığından tabanı da az yer kaplıyor ancak fiyatlar çok uçuk. Litre kapasitesi düşük olan en basit modeller bile 200 liralarda geziyor. Brabantia çöp kutuları konusunda çok kararsızım, acaba bu yatırıma değer mi, yoksa gereksiz yere para mı harcamış olurum?

Almak ya da almamak, that is the question!

Esse Essenso Touch & Cook Düdüklü Tencere

Bugün sizi son bir ayda hayatımı kurtarmış, mutfakta geçirdiğim saatleri azaltmış, arka arkaya 3-4 çeşit yemek yapabilmeme imkân tanımış ve en önemlisi düdüklü tencere fobimi yenmeye yardım etmiş mucizevi bir aletle tanıştırmak istiyorum: Esse Essenso Touch & Cook Duduklu Tencere!!

Ben kendimi bildim bileli düdüklü tencerelerden korkarım, ki çok da sağlam bir sebebim var. Günlerden bir gün, babamın açık mutfaklı evinde mercimek çorbası yapıyorduk. Derken BAAAM diye bir ses, akabinde tavandan akan mercimekler... İşte bundandır ki evlendiğimden beri asla düdüklü tencere almamıştım.

Bayram tatilinde gelen arkadaşım M. bana bu muhteşem yaratığı ev hediyesi olarak almış. "Ya ben korkuyorum" filan desem de, "ben sana gösteririm" dedi, beraber uygulamalı olarak piyazlık kuru fasulye haşladık.

Derken ben korka korka alıştım bu merete, hay allah razı olsun M! Dün akşam pırasa pişirdim, tıslayana kadar 5 dakika, tısladıktan sonra 3 dakika!!! Et haşladım, tıslayana kadar 8 dakika, tısladıktan sonra 12 dakika. Patates haşladım, 5+3 dakika!! Ay rüya gibi.

Elvede saatlerce tencerede haşlanmayı bekleyen tavuk bacağı! Elveda diri kuru fasulyeler! Açıl televizyon koltuğu, ben geliyorum!!

IKEA Yılbaşı Süsleri

Gelmişşşşşşş! Üstelik daha da nefis süslemeler var. Ben dayanamayıp bir adet kapı çelengi, bir kırmızı mum, gümüş melekler ve peçetelik aldım ama gidip bakmanızı tavsiye ederim :)

Organize İşler Bunlar

Düzenleme/temizlik bloglarında yabancıların hep bahsettiği birşey var: “setler halinde iş yapmak”. Yani oturup bir günde bütün evin temizliğini yapıp yorulmaktansa, her gün önceden belirlediğiniz bir işi parti parti yapmak. Hatta bu işi abartıp kendilerine 30 günlük plan program yapıp ona göre yaşayan insanlar var. Ben onlardan biri olamam elbette, hatta olmak da istemiyorum ama benim de bazı işlerim için bir programa ihtiyacım var.

Büyük temizlik için onbeş günde bir eve gelen bir ablam var, o geldiğinde cam, halı silmek gibi benim yapmaya vaktimin/enerjimin olmadığı işleri yapıyor ama devamlı yaşanan bir evde maalesef 15 günde bir büyük temizlik bile yeterli değil. Hele benimki gibi açık mutfağı olan, her gün o mutfakta yemek pişirilip/yenen evde yaşıyorsanız hiç şansınız yok.

Benim evim üç odalı. Bir oda yatak odamız, diğer oda yemek odamız (kalabalık yemekler için) ve üçüncü odamız da anneannemize ait. Salonumuz açık mutfaklı ve ufak bir yemek alanımız var.

Büyük temizlik ne kadar yapılırsa yapılsın evde en çok kirlenen yer açık mutfakta yemek yediğimiz alan. Yere dökülen kırıntılar ömrümü tüketti desem yeri. Bir de ben kirli banyoya, pis lavaboya tahammül edemiyorum. Lavabonun içi parlamalı, klozet bembeyaz olmalı, temiz havlular vs olmalı.

Önümüzdeki hafta gelecek bayram tatili beraberinde evde ufak ufak iş görmek istiyorum, ben de programımı şu şekilde yaptım, umarım bağlı kalabilirim.

Cuma akşamı: Buzdolabının içine el atıp, bozulan şeyleri atmak, büyük kapları küçük kaplara geçirmek, haftasonu için kahvaltılıkları kontrol etmek, Cumartesi akşamı için yemek pişirmek.

Cumartesi akşamı: Çarşaflarımızı değiştirmek, yatak odasında askıya yığılan kıyafetleri yerlerine kaldırmak, ütülerimi yapmak, banyoyu temizlemek.

Pazar günü: Salon perdelerini yıkayıp tekrar asmak, alışveriş edip yerleştirmek, bayram tatlısını yapmak, Pazartesi günü için yemek pişirmek.

Pazartesi: Banyo ve mutfağı dip köşe temizleyip, eve süpürge ve vileda tutmak, salon TV ünitesinin tozlarını almak.

Satın Almadan Evvel Düşünün: Gerçekten İhtiyacım Var Mı?

Bir evde ıvır zıvırı, pisliği ve dağınıklığı en çok yaratan şeylerden biri, bence acil satın alma kararlarımız. Düşünmeden, “ayy bu çok güzelmiş” diye aldığımız züccaciye ürünleri ve dekorasyon objeleri bir süre sonra hayatımızı karartıyor aman dikkat. Biliyorum, bu tarz bir öğüdü benim gibi çılgın makyaj alışverişi yapan bir insandan duymak çok korkunç ama yine de gerçek bu. Bu hatayı ben de sıkça yapıyorum çünkü.

Pazar günü öğleden sonrasını boş bulunca, biraz yemek odasında duran konsolumu düzenleyeyim dedim. Bu arada kendisi şu oluyor, Tepe Home’dan çok beğenerek aldığım, basit bir ünite. Vintage ağaç görünümlü ama modern bir tarzı var, seviyorum. Neyse, konumuza dönelim.

Yeni evime taşındığımdan beri bu konsolun içine bir türlü el atmamıştım, toparlarken zamanında deli danalar gibi arayıp bulup satın aldığım Esse kahvaltı setim gözüme çarptı.

Ilk evlendiğimde “kapaklı kahvaltı seti olmazsa ölecek” hastalığına tutulmuştum. Alt kısmı ağaç, kapları porselen bir set arıyordum. Bu seti IKEA SNUDDA döner tablanın {ki bunu almak da çok gereksiz bir alışverişti} üzerine koyup, dekoratif kahvaltılar hazırlayacaktım filan. Sonra herşey içinde hazır olacaktı, öylece dolaba kaldıracaktım. Sonra mağaza mağaza gezip, Esse’den bu altı masif ahşap, kapları porselen seti ortalamanın üzerinde bir paraya almıştım. Tam 2 (yazıyla iki!!!) kez kullandıktan sonra bunu kullanmanın hiç pratik olmadığını anladım ve cebimden çıkan 50küsür liraya ağladım desem!

Allahım ne kadar gereksiz bir şey bu!

Evet, görünümü şık ancak dolaba kaldırmaya kalktığınızda, alt tablası doğal ve verniksiz ahşap olduğu için kaplarda bıraktığınız peynir vs gıdalara tahta kokusu siniyor!

Yuvarlak olduğu için buzdolabında çok yer kaplıyor, koca bir rafı kendisine tahsis etmeniz gerekiyor.

Aynı şekilde mutfak dolapları için de çok büyük bir set, alt tablasıyla beraber standart raf genişliğinden büyük olduğu için mutfak dolaplarıma sığmıyor!

Yemek masam dikdörtgen olduğundan, 4 kişi ve üzeri kahvaltılarda bu seti kullanamıyorum insanlar masanın üzerine uzanamıyor.

Haliyle şu an benim için yapılmış çok gereksiz bir alışveriş. Parası bir yana, şu an ancak 2 kez kullandığım bu set gözüme batıyor ve kullanmadığım birşey olmasına rağmen dolaplarımda yer kaplıyor!

Sizin de böyle heves edip aldığınız, sonra kullanışlı olmadığından bir köşeye attığınız gereksiz alışverişleriniz var mı? Paylaşın benimle ki yalnız olmadığımı anlayayım :)

Ev Dekorasyonu Alışveriş Sitesi {Türkiye'den!}

Bugün size evimi düzenlerken kullandığım aksesuarların çoğunu, kapı süslerimi, banyo takımlarımı, örtü setlerimi ve şu an aklıma gelmeyen birçok aksesuarımı aldığım bir siteyle tanıştırmak istiyorum: My House Shop.

Türkiye'de kaliteli aksesuar satan site bulmak çok zor. My House Shop'ı o kadar uzun aramalarım sonunda bulmuştum ki en sonunda dev site içeriğini görünce inanamamıştım.

Site son derece güvenilir, kredi kartına taksit imkanı var ve stokta olan bir ürünü sipariş verirseniz max 2 günde elinize geçiyor.

Sitede Osmanlı tarzı ağır aksesuarlar, sportif havlu takımları, ithal porselen ve seramikler, nevresimler, örtü takımları ve aklınıza gelen birçok ürünü bulabilirsiniz.

Eviniz için kafanızda hayalini kurup, bulamadığınız aksesuarlar varsa, veya bunlara ulaşamayacak bir şehirdeyseniz My House Shop'a bir şans verin derim. Siteden şimdiye kadar aldığım her şey çok kaliteliydi.

Mevsimlere Göre Dekorasyon

Mevsimlere göre yapılan dekorasyon değişiklikleri, ne bileyim evde kullanılan aksesuarlarda yılın o zamanki temasına göre yapılan minik müdaheleler beni çok mutlu ediyor.

Bu tarz detaylı uğraşlara vaktim/param pek yok aslında, ama yine de ufak detayları, hele hele yabancıların "Holiday" olarak adlandırdığı yıl sonu zamanlarında çok seviyorum.

Geçen sene yıl sonuna doğru Starbucks'tan toffee nut latte içmeye başlayıp, noel babalı geyikli iki kupa almıştım.

Bu sene yıl Aralık ayı için şunları yapmayı düşünüyorum bir aksilik olmazsa:

1) Daire kapımızdaki kapı süsünü geçici olarak kaldırıp kırmızı bir noel şapkası takmak.

2) IKEA'dan alacağım birkaç kırmızı mumu, salondaki sehpalara yerleştirmek.

3) Yine IKEA'dan alacağım 2.50 liraya satılan yastıklara kırmızı kılıf geçirmek.

4) Banyoya noel baba şeklinde bir mum!!!

Belki bazılarınız beni "özentilik"le suçlayacak ama, insanı mutlu eden, pozitif enerji veren adetleri seviyorum. Belki biz Türklerde böyle bir sezon adeti yok ama, adamların süslemelerini gördükçe benim de içimden evimi renklendirmek geliyor.

IKEA USA, Holiday temalı yeni koleksiyon ürünleri çıkarmış, acaba bunlar bizim IKEA'ya da gelir mi diye kendimi düşünmekten alamıyorum.

Banyo Düzenleme ve IKEA Samla Kutular

Kutu Manyaklığı

Şimdi bende bitmek bilmeyen bir kutu manyaklığı var. Çocukluğumdan beri kutu biriktiririm. Şu gavur memleketlerden gelen teneke biskuvi kutuları, yok efendim ayakkabı kutuları, kremlerin bitmişleri, jölelerin boşları derken aldım başımı gidiyordum. Derken Izmir’de IKEA denilen cennet mekanı açıldı. Allahım ilk gidişimde “ben burada yaşamak istiyorum” demiştim niye çünkü her boy kutu vaaaar! Evet, hayal bile edebileceğimden daha fazla kutu ve hepsi standart!!


Artık onun bunun kutusunu biriktireceğime gidip IKEA’dan alıyorum. IKEA’daki favori kutu line’ım ise plastik ve şeffaf, her boyda satılan SAMLA kutular.

Banyo cekmecelerimin birinde kategorilendiremediğim ıvır zıvırlar var. Dikiş ipleri, yedek düğmeler zart zurt, misafir keseleri sabun bezleri filan. İki tane ufak SAMLA ile bunları kategorileyip tozlanmaktan kurtardım. Hem çekmece tozu alınacağında iki kutuyu çıkartmak yeterli oluyor artık.

Arkadaki kutuya da ne kadar ıncık cıncık varsa doldurdum.

Banyoda bir havlu sorunsalım da var. Ya bizim çok fazla el havlumuz var. Hem benim aldıklarım, hem hediye gelenler, hem eskiden kalanlar derken. Önce iyice beter durumda olanları kesip yer bezi yaptım. Sonra en sevdiklerimi katlayıp dolabın sol tarafına el altında alması kolay olsun diye sıraladım.

Sağ tarafına da orta boy bir IKEA SAMLA kutuya kullanmayı çok sevmediğim ama hediye gelen havluları rulo yaparak kaldırdım. Yatıya kalabalık misafir geldiğinde havlu bol bol lazım oluyor herkese bir takım veriyorum o yüzden şimdilik atmadım bunları. I ♥ SAMLA !

Banyo tezgâhı üzerindeki bu sepete de yüz havlularımı ve her gün kullandığım taraklarımı koydum. Daha düzenli bir banyoya ulaşmada ilk adımlarım bunlar oldu.

Samla kutu çeşitleri için TIKLAYIN.

Küçük Hedefler

Hedef dağınıklıktan kurtulmak, tamam bu hedefi koyduk da nereden nasıl başlayacağımız meçhul. Yabancı bloglarda takip ettiğim üzere gördüm ki işe küçük hedeflerle başlamak gerekiyor.

Yani, “bugün şifonyerimin birinci çekmecesini düzenleyip, gereksiz eşyaları atacağım”, haftasonu mutfak dolabımın sol iki kapağını düzenleyeceğim gibi.

Şu an benim aklımdaki en büyük hedefim yatak odası dolabım. Onu düzenlemeye, giymediğim kıyafetleri ihtiyacı olanlara vermeye ve gereksiz eşyalardan kurtulmaya karar verdim. Ilk zaman bulduğumda yatak odası dolabımla eyleme başlıyorum. Ron ron ron.

Bir de bizim gibi çalışan insanlarda vakit sorunsalı var. Bunun önüne geçmek için de "her gün X dakika düzenleme yapacağım" formülünü uygulamayı düşünüyorum.

Kolyeleri Düzenleme Yöntemi

Kolyelere olan merakım ve kolye alma alışkanlığım akılalmaz boyutlara ulaşınca, ben de çareyi gardolabımın kapağına kravatlık olarak satılan askılardan asarak buldum. Kolyelerimi bu şekilde düzenlemek çok pratik oldu.

Hem kolyeler birbirine dolaşmıyor, hem aradığım kolyeyi anında bulabiliyorum, hem de kolyeler yer kaplamıyor.

Kolyelerle ilgili bir sonraki projem renk/boylarına göre sıralamak olacak.

Duvar Stickler'lari {Kediler}

Bu kedileri Markafoni'de ilk gördüğümde aşık olmuş ve hemen sipariş etmiştim. Evimizde duvarlarımız krem rengi ve çok fazla lamba düğmesi ve kontrol cihazı var. Onlara biraz renk gelsin istedim ve bu şirin siyah kedicikleri yapıştırdım.

Bu kedicik balkon elektrik düğmesinde mesela..

Bu da çok sinsiymiş canım..

Bu da giriş diyafonundaki şişman kedicik:

Bu da salonumuzdaki meraklı..

Oda termostatındaki şüpheliye ne dersiniz?